8 Haziran 2013 Cumartesi

Miiim!!


Evet, tee 2 Şubat’ta mimlendiğim bir yazı vardı. Görüldüğü üzere tarih 8 Haziran ve ben daha yeni yazıyorum bu mimi. Nedeni ise üşengeç oluşum ve de hikayelerden başımı kaldıramayaşım.





Şu an olsa çok sevinirim. 


Şu anda bana bir kutu dondurma verin yeter bana :) Bir de karamelli olsun mümkünse :P















Şimdi orada olmak vardı.

Mersin de olaydım... Ah, ahh... Deniz, kum, güneeş...











Ah nerede o eski günler... Sahi insanlar neden geçmişe özlem duyar?

İnsanların büyük bir kısmı ‘an’da yaşamıyor. Ve insan anda yaşamayı başardığında geçmişe özlem duymaz çünkü zaten o ‘an’ı dolu dolu yaşamıştır ve şimdiyi geçmişi düşünerek ziyan etmez.












Neleri özlüyorum...

Arkadaşlarımı.... (Daha bir hafta bile olmadı yani..)





Çok severim

Kitaplarımı :)












Nefret ederim

Sivrisineklere karşı özellikle bir garezim var... (Isıracak başka yer mi yok da gittin alnımı ısırdın ya)













Bu günlerde çok dinledim

Carla Bruni L'amoureuse










Şimdiki Ruh Halim

Tatilden şimdiden bıkmış şımarık kızım :P

24 Mayıs 2013 Cuma

İyi Ki Varsın!

İyi ki varsın!







    Elçin’den,

“Selinimmm benim can arkadaşım dostum hayatımın en güzel en keyifli ve deli dolu zamanlarını geçirdiğim geçmişimin parçası.. Birbirimizi ihmal ettiğimiz anlar ve senin varlığından mahrum kaldığım zamanlar oldu ama sen hep benimleydin ben seni hep yanımda hissettim. Selinim var dedim bunu demenin güvenini bilemezsin.. Seninle hayatımızın en deli günlerini yaşadık bir daha da o deli günler gibi günler gelmedi o günlerimizi asla unutmayacağım... Seni çok seviyorum iyi ki varsın kuzum... İlerde birlikte sevdiklerimize anlatacağımız daha deli günler yaşayacağız çünkü biz içimizdeki deliliği, çocukluğu ve masumiyeti hiç kaybetmedik... Dostluğumuz hiç bitmesin iyi ki doğdun ve iyi ki seni tanıdım bitanem... Dostluğumuzda senin gibi şarap misali seni seviyorumm Kuzuuu J :* ”







“Doğum günün kutlu olsun Selin…
Rabbim; 
Göz önünde bulundurdukların ve
Gönül gözünde can buldurduklarınla birlikte,
Sevinci ve Hüznü ile tadında bir hayatı,
Sevgiyle ve Umutla,
Yaşamayı nasip etsin…
Sözünde samimiyet ve yüzünde tebessüm hiç eksilmesin.
Hatırlamak güzel, Hatırlandığını bilmek büyük hediye! . .
Nice güzellikleri ve nice mutlulukları,
Hatırlayarak ve Hatırlanarak yaşayabilmen dileğiyle…”

(Burak Coşkun)







“Gambersiz olur mu hiç valla olmaz destan da yazamam napah das mı yiyek ha J bahar tadında rengârenk nice senelere sevdiklerinle erişmen dileğiyle ne diyeyim iyi ki varsın sıracalı. . . ( kim olduğumu dimem anladın sen onu J )”


“Canım benim, bitanem, kalbinin güzelliği yüzüne yansıyan arkadaşım, kalbi kocaman ve zengin olan arkadaşım doğum günün kutlu olsun. Nice sağlıklı mutlu huzurlu yıllara… Rabbim sana çok güzel temiz bir ömür nasip etsin. Hayat sana tüm güzelliklerini sunsun. Hayatın boyunca ayağına taş bile değmesin canımın içi. Tabi mutlu huzurlu kıymetli yıllar canım ha bi de son olarak bol adana burması olan bir koca::))) Seni çok seviyorum, çok öptüm seni… ”
K.A.








“Benim dünyalar tatlısı canım arkadaşım İYİ Kİ İYİ Kİ İYİ Kİ DOĞMUŞSUN! !  Seni geç tanıdım ama iyi ki de tanımışım, iyi ki de hayatıma girmişsin kuzum.  Yeni yaşında ve tüm hayatında bütün kötülükler, bütün sahtelikler, üzüntüler, hastalıklar, başarısızlıklar, hayal kırıklıkları, kötülüğe dair ne varsa senden uzak olsun inşallah. Yeni yaşın kalbindeki kocaman sıcaklığın yansıması güzel yüzün kadar güzel geçsin. O sıcacık kalbin gibi sıcacık olsun her günün. Rabbim sana hep mutlulukları nasip etsin. Yüzün hiç mi hiç asılmasın. Olur, da mutsuzluklar bulursa seni o mutsuzlukları anında unutturacak kocaman mutluluklar takılsın peşine.  Her yeni günün bir öncekinden daha mutlu, daha sağlıklı, daha huzur dolu, daha kazançlı, daha başarılı olsun. Kalbinden geçen bütün dilekler hayırlısı ile gerçek olsun inşallah. Yaşadığın en kötü günler bu yaşınla geçmiş gitmiş olsun hayatından. O şen şakrak gülüşlerin hiç hiç hiç eksilmesin. Hayata hep böyle tatlı tatlı gül inşallah. Hep böyle tatlı deli arkadaşım ol benim. Mutluluklar, tatlılıklar, huzur, umut, hayallerin, beklentilerin, sevinçler, başarılar, seninle olmasını istediğin her şey sımsıkı sarılsınlar sana inşallah. 
Bütün sevdiklerin hayatın boyunca hep yanında olsun ve tabi ki bendeeee J Ne zaman canın sıkılırsa ne zaman paylaşacak bir şeylerin olursa ne zaman birine ihtiyaç duyarsan aklına en son da gelsem mutlaka geleyim emi bitanemm. Ne zaman ihtiyacın olursa benim yanı başında olacağımı sakın unutma. Seni çook seviyorum! ♥ ”
L.K.

 





Süpürgesiz cadı’dan,

“Sanırım şimdi buraya güzel bir şeyler yazmam gerek. . . Çok da beceririm ya neyse artık olduğu kadarla. . . Yazılmış bu kadar güzel şeyden sonra benimki pek sönük kalacak ama malzeme bu, ancak bu kadar çıkıyor J Bunlar inşallah o tatlı yüzünde küçük de olsa tebessüm oluşturmuştur. Okurken yanında olmak isterdim ama olsun. Siyaset bilimi dersinden halen hoşlanmasam da seninle tanışmamıza neden olduğu için gıcık olmuş yüz ifadem gülücüğe dönüşüyor. O günden beri hayatımda olduğun için, hayatımdaki varlığın için teşekkür ederim meleğim. Zaman zaman seni çok üzdüm, üzüyorum da biliyorum ama inşallah bunları arkadaşlığımıza zarar getirecek boyuta tekrar taşımam. İyi kötü pek çok şey paylaştık kısacık zamanda, daha uzunlarını da görürüz, birlikte uzun yıllar yaşarız, benim bastonla gezdiğim senin ise halen içindeki 16’lık kız gibi kıpır kıpır olduğun saçlarımız beyazlamış günlerimizi de görüp paylaşırız inşallah. Hep benimle olursun, dır dırlarımla başının etini yememe tahammül edebilirsin umarım. Hayat enerjim, neşe kaynağım, gün ışığım, bal böceğim, birtanem, can dostum bugün günlerden selin J Doğum günün kutlu olsun sevdiklerinle nice sağlıklı, mutlu; hep gülümsediğin, istediklerini elde ettiğin, hedeflerine ulaştığın ve BİZLİ yıllara. Seni çok çok çooookk seviyorum bebeğim :* İyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki dostumsun. ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ”











3 Şubat 2013 Pazar

Paranormal Olaylar - Bloody Mary

Selam! Geçenlerde Supernatural Turkey'de gezinirken Paranormal Olaylar bölümüne girdim ve birkaç kouyu okudum. Sonra dedim ki, neden ben de bloga bu tip şeyleri derleyip yazı hazırlamayayım?

Ve bugün en bilinen efsanelerden biri olan Kanlı Mary'i (Bloody Mary) anlatacağım.

Bu konuyla ilgili iki efsane bulabildim. Önce arattığınızda en çok karşınıza çıkacak olana bakalım.

Efenim, 150 yıl önce Mary isimli bir kızın kalp rahatsızlığı varmış ve bir kızın kalbi durmuş. Tabii o zamanın teknoloji çok ileri değil, bu yüzden ölüm nedeni bulunamamış. Ailesi bu olaydan ötürü yıkılmış ve kızın cenazesinde Mary'nin koluna bir ip takmışlar. Mantık basit; eğer kız yaşıyorsa ipi çekecek ve çan çalacak.

Cenazeden sonra kızın ailesi bir bara içki içmeye gitmişler. Eve dönüş yolunda da kızın mezarına uğramışlar. Mezarın başına geldiklerinde çanın devrildiğini görmüşler ve hemen toprağı kazıp tabutu çıkarmışlar. Tabut açıldığında kızın öldüğünü ve ellerinin kan içinde kaldığını görmüşler. Zavallı kız tabutun kapağını açmak tabutu tırnaklarıyla kazımış.

Başka bir efsane ise, uzun zaman önce Mary Worth isimli bir kadın kaza geçirmiş ve yüzü parçalanmış. Bu kadının ruhu rahat etmemiş ve başkalarına rahat vermemiş.

Ve Kanlı Mary'nin yaptıklarını yazalım:

1.Aynanın Karşısına geçin oda kapkaranlık olsun 3 kez Bloody Mary diye seslenin..Aynadan çıkıp gözünüzü çıkarır ve yüzünüze zarar verir.
2.Karanlık bir odada aynanın önüne geçip 13 kere Bloody Mary derseniz kızımız bu işlemi yapan arkadaşa görünüyormuş ve yüzüne saldırıyormuş.


Gördüğnüz gibi efsaneler kulağa saçma geliyor :) İsterseniz deneyin, bir şey olmuyor. Geçen sene bizzat denedim :D


 Saçma olmasına rağmen bu efsane yaılmıyorsam birkaç filme ve Supernatual'a konu oldu. Yanlış hatırlamıyorsam Supernatural'ın ilk sezonundaydı ve bence izleyin. Güzel bir bölümdü.







Yazımı artık bitiriyorum: bu tip şeyleri okuyun, bilin ama inanamayın (İnanacağını sanmıyorum ama arada çıkıyor.) İyi günler :)

1 Şubat 2013 Cuma

Bir Pofuduk Varmış Beni Kovalayan :P

  Ehem ehem, önce hatır sorayım. Görüşmeyeli nasılsınız? Baya oldu değil mi? Ama dersane, sınav, karne telaşı derken buraya vakit ayıramadım. Beni sorarsanız ben iyiyim, dersane dün bittiği için hemen tatil moduna geçtim. Şu yazıdan sonra gidip Supernatural'ı izleyeceğim.

  Bu yazı Pofuduk'çuğuma adanıyor. Neden mi? Çünkü ona birkaç konuda teşekkür edeceğim.

  Pofuduk'umdan çok iyi bir Güzin Abla oluyor, biliyor musunuz? Bir aralar herkes ona derdini anlatırdı ve artık öyle bir raddeye geldi ki Güzin Ablalığı başka bir arkadaşımıza bıraktı. Ondan sonra aslında bir tane Güzin Abla'mız olmadı. Kral Arthur'un Yuvarlak Masası gibi toplaşıp birbirimizin derdini dinledik ve çözümler bulmaya çalıştık.

  Sonra kendisi beni silgiyle kovalamayı huy edinmek üzere. Öyle ki geçenlerde silgisini kaybettiğinde sevinmiştim :P Sonra bir baktım ki kalemliğinde jelatini açılmamış iki silgi var. <O silgiler çaktırılmadan kalmeliğin dibine itildi. Zaten o kadar kalemin arasında zor görünüyordu.>

  Beni buraya getiren de oydu. Zaten bir blog açmaya meyilli olan beni, gerekli gazı vererek bu blogu açtırdı ve hala şu blogla ilgilen diyor. Yakında benim için takipçi bulursa şaşırmam, bazen blogu benden çok tatktığını düşünüyorum :P

  Ve daha buraya yazmak istemediğim şeyler var o biliyor zatii... :D Neyse kendinize iyi bakın, derslerinize çalışın e mi? :D Ben gidip SPN turu atayım.

Güzel bir resim koyayım dedim